Beğenin veya beğenmeyin, Timeline’a (Zaman Tüneli) zorunlu geçiş tarihinin gelmesiyle birlikte nur topu gibi bir timeline profiline sahip oldunuz. Belki hemen Google‘a koşup Timeline engelleme metodlarını araştırdınız. Belki de kaderinize razı olup orta yolu bulmaya çalıştınız yeni Facebook güncellemesiyle. Bu zamana kadar eski profilinize sahip çıkmayı başardıysanız da sizi ayrıca tebrik ederiz.

Markaların birer birer Timeline tasarımlarını tamamlayıp yeni sayfalarını kullanmaya başladıkları şu günlerde nefretiniz biraz kırılmıştır diye cesaretlenip, bir yazı oluşturmaya karar verdik biz de. Madem Timeline’dan kaçış yok, daha yakından tanımaya ne dersiniz?

Yazımızın bu kısmında Timeline’a geçişin, kişisel profiller için ne anlama geldiğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışacağız. İkinci kısım ise Marka Sayfaları ve Timeline ilişkisi üzerine bir yazı olacak. “Kişisel profillerden bana ne?” diyorsanız, ikinci yazımıza bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: Facebook Timeline Rehberi – 2: Marka Sayfaları

Kişisel Profiller ve Timeline

  • Timeline felsefesi:  

Sonuna kadar sosyalleşme fikrinin arkasında duran ve her yeniliğinde bu fikri kovalayan Mark Zuckerberg‘in ilkelerine paralel bir felsefe var Timeline’nın temelinde; doğumdan itibaren sosyalleşmeye açık bir yapı ve bir anlamda hayatınızın dijital arşivini sunuyor size Timeline.

 

Timeline Tasarımı:  

  • Grafik

Bahsettiğimiz arşivleme mantığına uygun bir tasarımı var Timeline’ın. Klasik zaman çizgisi mantığından yola çıkılmış ve bu çizgi dikey hale getirilerek hayatımızın önemli anları, dönüm noktaları ve göstermek istediğimiz diğer bilgilerimiz bu çizgi üzerine taşınmış. Bu açıdan köklü bir değişim getirildiğini söyleyebiliriz.

Timeline’ın görsel anlamda getirdiği birçok yenilik var ama en çok göze çarpanı “kapak fotoğrafı” gibi görünüyor. Bir Timeline profilini açtığınızda en çarpıcı bölge bu fotoğrafa ayrılmış. Düzenleme ve tasarım anlamında size oldukça geniş bir oyun alanı bırakan bu yeniliği siz de büyük ihtimalle severek kullanacaksınız.

Kapak fotoğrafı için yaratıcılığını konuşturacaklara teknik ayrıntı da verelim: Kapak fotoğrafı için 851×315 piksellik bir alana sahipsiniz. Tasarımları ve fikirleri buna göre oluşturursanız sonrasında sorun yaşamazsınız. Profil fotoğrafı için ise 180×180 piksellik bir görsel seçerseniz en uyumlu görüntüyü yakalamış olursunuz. Görselinizin 32×32 piksele küçültüldüğünde de iyi görüneceğinden emin olun yeter.

Kapak fotoğrafının hemen altı ise fotoğraflar, videolar, notlar ve diğer yüklü uygulamalarınıza erişebileceğiniz bir bölüm olarak konumlandırılmış. Bu kısımdaki “Arkadaşlar” ve “Fotoğraflar” kutucukları dışındakileri isteğinize göre düzenleme imkanınız bulunuyor. Dükkan sizin yani!

Sayfada biraz aşağı indiğimizde ise bizi yepyeni bir düzenleme karşılıyor. İki sütunlu bir yapı üstüne kurulmuş ve tam ortasında bir “zaman çizgisi” bulunduran bir alan var yeni tasarımda. Bu kısımda, istediğiniz paylaşımları “öne çıkarma” seçeneği ile 2 sütunluk alana yayabileceğiniz gibi, paylaşımlarınızın tarihleri üzerinde de düzenlemeler yapabilirsiniz.
Yeni eklenen bir diğer özellik de “Harita” olarak karşımıza çıkıyor. “Facebook Places” üzerine kurulu bu araç sayesinde daha önce nerelerde bulunduğunuzu harita üzerinden toplu şekilde görebilir, fotoğraflarınıza yer etiketleri ekleyerek harita üzerinde görüntülenmelerini de sağlayabilirsiniz.
Timeline ile fotoğrafların görüntülenme biçimleri ve boyutlarında da değişikliklere gidilerek birtakım yenilikler getirilmiş. Google+ kullananlarınız fotoğraf gösterimi anlamında neler yapılabileceğini, nasıl daha çekici hale getirilebileceğini önceden gördüler. Facebook da bir süredir bunun peşinden koşmaktaydı. Aslında hedef reklam alınabilecek alan sayısını arttırmak ve bunu kullanıcıyı rahatsız etmeden yapmaktı. Şu anda kullanımda olan fotoğraf görüntüleme biçimiyle bu görev başarıyla tamamlandı diyebiliriz.
Görsel kısımda değiştirilenlerden bir başkası arkadaşlarınızın görüntülenme biçimi. Artık Timeline’ınızdaki bir kutucuk içerisinde gül gibi geçinip gidecekler. Genişletilmiş görünüm ise eskiye oranla çok daha ferah ve düzenli bir ortam sunuyor. Arama kutusu ve seçenekleri yine her zamanki gibi kullanımda.

Arama demişken de hatırlatmakta fayda var: Facebook, “arama” özelliğinin geliştirilmesi ve kullanıcıların istedikleri şeye yine Facebook içinde kalarak ulaşabilmelerini sağlamak için eski bir Google çalışanı liderliğinde bir ekip kurarak bu işlevin iyileştirmesi için çalışmalara başladı bile. Yakın gelecekte bir gün “sosyal arama”nın Facebook versiyonunu görürseniz şaşırmayın!

 

Grafik yönünü genel olarak değerlendirdiğimizde, Google+‘ın etkisini bir kenara bırakırsak hata yapmış oluruz. Daha göze hitap eden ve kullanım olarak daha görsel bir dil sunan Google+, bu özellikleriyle Facebook Timeline’ı da etkilemişe benziyor.

100 milyon üye barajını aşmış bir sosyal ağ olarak Google+ da piyasadaki güçlü oyunculardan bir tanesi. ”Hangouts“ ismini taşıyan görüntülü konuşma/toplantı uygulaması ile sosyalleşmenin “göz teması” kurmak anlamına geldiğini savunan Google+, günlük 50 milyonluk günlük kullanıcı sayısı ile iddialı. Ürün müdürü Bradley Horowitz‘e göre 500 milyon üye rakamı ufukta görünmüş bile.

 

Timeline’a dönersek: Peki bu görsel yenilikler kullanıcı alışkanlıklarında ve kullanım şekillerinde ne gibi değişiklikler getirdi?

Bu sorunun cevabı da Mashable‘ın EyeTrackShop‘a yaptırdığı bir araştırmada ortaya çıkmış bulunuyor. Bu araştırmaya katılan kullanıcılardan elde edilen sonuçlara göre:
  1. Kullanıcılar ilk önce kapak fotoğrafını fark ediyorlar. Ancak profil fotoğrafını incelemeye daha uzun bir zaman ayırıyorlar.
  2. Timeline tasarımı, reklamların fark edilirlik oranını arttırmış durumda. Eski tasarımda kullanıcıların %43’ü sayfa üzerindeki reklamı fark etmişken, yeni tasarımda kullanıcılardan %63’ü reklamların farkına varmış. Reklama bakarak geçirilen süre ise her iki tasarım için de aynı olarak çıkmış.
  3. Yeni tasarımda (iş, konum, vb.) kişisel bilgiler eski tasarıma nazaran daha fazla ilgi çekmiş.
Gözün hareketlerine göre tasarımın algılanma eğilimlerini aşağıda görebilirisiniz. Yoğunluğun arttığı yerler kırmızı ile gösterilmiştir. (Soldaki görsel Timeline içindir.)

 

Sayfadaki öğelerin algılanma sırası da aşağıdaki görselde bulunuyor:

 

  • Yazılım 

Yazılım anlamında, bir arşiv uygulamasında mutlaka bulunması gereken özelliklerden ilki ihmal edilmemiş: Activity Log (Yaptıklarının Dökümü). Bu sayfadaki işlevleri kullanarak Timeline’ınız üzerindeki her türlü düzenlemeyi kolaylıkla yapabilirsiniz. Görüntülenmesini istemediğiniz eski “olaylarınızı” hala düzenlemediyseniz bu sayfa üzerinden halletmeniz oldukça kolay.

Activity Log’a tıkladığınızda karşınıza gelecek pencere, paylaşımlarınızın ve sizi içeren paylaşımların, olayların, etkileşimlerin tam listesi olacak. Bu listede, her bir girişe ait satırlarda bulunan “o” düğmeleri aracılığıyla görünürlük durumlarını istediğiniz gibi düzenleyebilirsiniz.

Kullanım olarak son derece köklü bir değişim getiren Timeline’ın diğer özelliklerinden birisi de zaman çizgisi üzerinde nereye giderseniz gidin hep sizinle olan paylaşım çubuğu. Bu çubuğu kullanarak istediğiniz an istediğiniz paylaşımı yapmak çok kolay.

Bu işlevli çubuğun en sağında yer alan “Hayatındaki Önemli Gelişme” seçeneği ise arayüzün yeniliklerinden bir başkası. Tıkladığınızda görebileceğiniz üzere Timeline’a ekleyebileceğiniz, “events” diye adlandırılan olaylar belirli kategorilere bölünmüş durumda.

Sırasıyla sayacak olursak, “İş ve Eğitim”, “Aile ve İlişkiler”, “Ev ve Yaşam”, “Sağlık ve Sıhhat” ve “Seyahat ve Deneyimler” seçenekleri bulunuyor burada. Örneğin sonuncu kategori olan “Seyahat ve Deneyimler”den “Yeni Spor”u seçerseniz, karşınıza çıkacak pencerede hangi spora başladığınızı fotoğraflı kanıtıyla ve başka hangi arkadaşlarınızla başladığınız dahil diğer bilgileriyle birlikte Timeline’ınıza ekleyebilirsiniz.

 

Spor salonuna kaydolup, iki hafta sonra bırakanlardan olsanız da üzülmeyin. (Kendimizden biliyoruz!) Bu girişleri Timeline’dan kaldırmak veya gizlemek mümkün. Ama dikkat edin, siz kendi Timeline’ınızda gizleseniz de bu “post” ile etkileşime girmiş olan kişilerde görünmeye devam edecektir. Girişi tamamen silmek sizin için en iyi tercih olabilir.

Diğer seçenekler üzerinden Timeline’ınıza ekleyebileceğiniz şeyler sizin hayal gücünüze ve “yaşam enerjinize” kalıyor.

Unutmadan ekleyelim, herkesin görmesini istemediğiniz özel bir olay ekliyorsanız paylaşım seçeneklerinden bunu belirlemeniz gerekiyor.

Bir olayı eklediğinizde, otomatik olarak büyük formatta Timeline’ınıza yerleşmiş olacak. Facebook’un bu tarz girişlere ve paylaşımlara verdiği önemin bir göstergesi bu. Ama siz Facebook ile aynı fikirde olmak zorunda değilsiniz tabii. O yüzden de ileti penceresinin sağ üst tarafında bulunan yıldızı kullanarak bu “2 sütunluk manşet haberi” tek sütuna küçültebilir veya Timeline’ınızda gizleyebilirsiniz.

Paylaşma felsefesini lanetlercesine, eklediğiniz olayı daha derin bir şekilde gömmek isterseniz de Timeline’ınızda yer alan “Yaptıkları” kutucuğu içerisiden ilgili paylaşımın sağındaki çarpıya (x) basarak bu olayı tamamen görünmez kılabilirsiniz.

Timeline’ınıza yeni şeyler eklemenin başka yolları da var tabii. İsterseniz “zaman çizginiz” üzerinde istediğiniz noktaya gidip doğrudan bir ekleme yapabilirsiniz. Bunun için sayfanızın ortasından geçen mavi zaman çizgisinin üzerine gelmeniz yeterli. İmleç artı (+) işaretine dönüşecek ve istediğiniz noktaya doğrudan bir giriş yapma imkanınız olacak.

 

Sonuç
Timeline’ı elimizden geldiğince anlatmaya çalıştık. Facebook Marka Sayfaları için gelen yenilikleri yazımızın başında belirttiğimiz gibi ayrı bir yazıda ele alacağız. Ama bu anlattıklarımız madalyonun yalnızca bir tarafı.

 

Öbür tarafta ise “Gizlilik” kaygıları ve “Aşırı Bilgi Yüklemesi” yapıldığını savunan görüşler bulunuyor. Soren Gordhamer konuyu olabildiğince açık şekilde anlatmış: “Facebook aslında hiçbir zaman ücretsiz olmadı; en azından reklam almaya başladığından beri. Çünkü bu hizmetin karşılığını “dikkatimizi” vererek ödüyoruz.“